Kıskançlık – Yaşam Koçu İnci AKTAŞ
Daha önceki yazılarımda, değişim, kararlar ve bakış açılarımızı değiştirmenin hayatımızda yapacağı büyük değişimlerden bahsetmiştim. Bugün ise farklı bir konuya değinmek istiyorum. Kıskançlık.
Kıskançlık: insanın ruhunu saran, beynini yönetmesine engel olan ve bir süre sonra kendinin ve sözde sevdiklerinin hayatını cehenneme çeviren duygu. Kıskançlık aslında insanın başkaları üzerinde hakimiyet kurma arzusudur. Aslında bu yazıda bahsetmek istediğim bir kişinin diğer bir kişide olup kendisinde olmayanı kıskanması değil sevdiğini kıskanması, bir duygusal birliktelik yaşadığı sevgilisini ya da sevdiği diğer bir insanı kıskanması.
Bazen bir kişi sevgilisi ya da eşini, ki ben burada sevdiği olarak bahsedeceğim, o kadar kıskanır ki insan, karşı taraf onun bu hastalıklı tavrını kanıtlamaya girişir. Sevdiğinizin eve geç kaldığını, saatin ilerlediğini ama hala gelmediğini, haber de vermediğini ve herhangi bir şekilde ulaşamadığınızı farz edelim. Kıskanç kişi hemen felaket senaryoları üretmeye başlayacaktır. Sevdiğinin onu artık önemsemediğini, değer vermediğini, bir haber bile vermeye layık olmadığını ve hatta en kötüsü başka biriyle kendisini aldattığını kurgulamaya başlar.
Farzedelim ki biz kıskançlık edip bu senaryoları kurarken biri aradı ve sevdiğimizin başına kötü bir kaza geldiğini hastanede ölümle pençeleştiğini bildirdi. İşte asıl sorunumuz budur. Biz ulaşamadığımız kişi hakkında felaket senaryoları üretirken asıl düşünmemiz gerekenin onun sağlığı ve eve dönüp dönmeyeceği oluşunu unutmuşuzdur. İşte kıskanç kişinin en çok düştüğü tuzak budur. Haber alamamak, hakimiyet kuramadığı için aklına gelen en kötü seneryoları gerçekmiş gibi canını sıkmak ve en çok önemsemesi gereken şeyi önemsememek. Bazen sevdiğinin onu aldatmasını düşünmek yerine ölmesini tercih eder kıskanç kişi. Evet kulağa korkunç geliyor değil mi?
Bir gün birisi bana, ‘Beni aldatacağına ölseydi.’ demişti. ‘En azından gözümde hep aynı iyi, temiz ve dürüst kişi olarak kalırdı…’
Kıskançlığın bu sisli perdesini aralamak, zihinde yaratılan ama gelecek zamanda geçmişte sanki yaşanmış gibi bahsedilen bu olaylardan kaçınmak elbette ki kolay değildir. En kötüsü de ruhumuzu zehirleyen ve çarçabuk öldürmeyen, yavaş yavaş acı çektirerek insanın içini yiyip bitiren bu zehrin hazır bir panzehiri yoktur. Kurtulmak için tek seçenek vardır. Kabullenmek.
Örnek olayımıza geri dönelim. Kıskanç kişi sevdiği, eve geç kaldığında kurduğu felaket senaryoları içinde debelenirken gelen o can yakıcı telefon onu uyandırır. Sevdiğinin bundan sonra yanında olup olamayacağından artık kuşku duyduğu anda kıskançlık yerini dayanılmaz bir vicdan azabına bırakır. Peki senaryonun başka bir versiyonunu düşünelim. Diyelim ki sevdiğiniz eve gece geç saatte geldi. Kapıyı çaldı ve açtınız. Onu sağ sağlim karşınızda gördüğünüz anda ne yaparsınız? Normal bir insan o gelene kadar meraklanmış, ulaşamadığı içinde sağlığından şüphe duyduğu için, onu karşısında görünce boynuna sarılıp yaşadığına şükredecektir elbette. Hem de hiçbir açıklama beklemeden. Ama kıskanç kişi onu kapıda gördüğünde bir saniyelik bir rahatlama dalgası hissedecek daha sonraki dakikalarda muhtemelen sevdiğinin canına okuyacaktır. Her iki durumda da sevdiğinizin sizi aldatma ihtimali elbette ki vardır. Ama eğer kurulan felaket senaryoları sadece bir kuşkudan ibaretse bekleyin ve görün. Karşınızdaki bu düşüncenizi kanıtlamak için elinden geleni yapacaktır. Çünkü bu durum karşıdaki kişi için de son derece aşağılayıcıdır.
Daha öncede belirttiğim gibi kıskançlığın bilinen bir panzehiri yok. Ama kurtulmak olası. Kıskançlığın hakimiyet kurma arzusunun doyurulmamasından ileri geldiğini söylemiştik. Bu histen kurtulmanın yolu onu kabul etmekten geçer. Kişi önce oturup geçmişinde neler yaşadığının peşine düşmelidir. Belki geçmişin perdesini aralamak, hiç gün yüzüne çıkartılmamış, sürekli kaçınılmış ve korkulmuş gerçeklerle yüzleşmek başlangıçta zor gelebilir. Ama bu duygunun kaynağı belirlenip, bataklık kurutulduğunda ödülü sevgi olacaktır.
Geçmişin perdesini aralamak, tabiri caizse insanın çocukluğuna inmesinin önemi, insanların sahip olduğu genel yargıların 6-7 yaşına kadar şekilleniyor olmasındandır. Bu yaşlarda annesi tarafından terk edilen, annesi, babası tarafından aldatılan ya da babası annesi tarafından aldatılan, anne ve babası diğer kardeşlerini kendisinden üstün tutan- ve daha bir çok örnek sayılabilir- bir çocuk bu durum karşısında genel yargılar üretir ve bunu hayatın her alanında kısa yol olarak kullanır. Herhangi bir konuda uzun uzun düşünüp mantıklı kararlar almak yerine daha önce öğrenilmiş genel yargılara başvurmak ya da toplum tarafından genel kabul görmüş davranış biçimlerine bakarak karar vermek günlük kararlarımızda bize kolaylık sağlar ve karar karmaşasında boğulmamızı engeller. Ancak hayatımızı olumsuz anlamda etkilemiş bazı genel yargılar hayatımızın geri kalan kısmını da mahvetmek için birebirdir.
Sonuç olarak kıskanç kişi pek nadirde olsa bu hastalığın farkına vardığında ilk yapması gereken bir uzmandan yardım almak olabilir. Ancak her zaman bu gerekli değildir. Biz insanları hayvanlardan ayıran düşünce gücümüzse neden onu kendimizi geliştirmek için kullanmıyoruz. Kıskançlık insana zaman içinde tarifi mümkün olmayan yaralar açar. Bunu yaptığımızı fark ettiğimiz anda durup düşünmeli, kaynağını araştırmalı ve üstüne gitmeliyiz. Belki bir genellemeden kurtularak, belki bir yanlış anlaşılmayı düzelterek, belki açık bir iletişim ile çözülmeyecek bir sorun değildir. Mutluluk içinde gereklidir. Shakespeare’nin de dediği gibi; ‘ Kendi kendini dölleyip doğuran bir canavardır kıskançlık.’ Öyleyse bu canavar yok edilmelidir…
Sevgiyle Kalın,
İnci AKTAŞ-Yaşam Koçu ve Nlp Uzmanı
(0224)2434314
Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.
Leave a comment
Makaleler Categories
Ara
Kategoriler
- "AYNADAKİ BEN" Bireysel Farkındalık Program Tanıtımı
- 16 Yaşına Kadar Çocuklar Ne Yaşar? Nasıl Davranılmalı?
- Acının Ta Kendisi Misiniz?
- Aile Danışmanlığı ve Aile Terapisi
- Aile terapisi
- Anlayarak Hızlı Okuma ve Dikkat Güçlendirme Eğitimi
- Bağlanma ve Yakınlaşma Gelişimsel Evreleri
- Başarı Asosyalliktir (!)
- Başarı Hayal Kurmak ve Biraz Cesaret İster
- Başarmayı Ne Kadar İstiyorsun?
- Basında Biz
- Bastırma O Zaman Teyze (!)
- Bilinçsizliğimiz Bir Gün Yok Oluşumuz Olabilir
- Bireysel Farkındalık Programı
- Bu Odadan Diğerine Kaç Farklı Yolla Gidersiniz?
- Çocuk Yetiştirirken Bilmeniz Gerekenler
- Çocukta Disiplin Niçin Önemli? Ebeveyn Koçluğu Nasıl Bir Çözüm Olur?
- Çok Önemli Bir Karar Çocuk Sahibi Olmak
- Danışan Yorumları
- Depresyona Girmenin Kolay Yolu
- Dijital Pazarlama Ve Sosyal Medya
- Dijital Pazarlama Ve Sosyal Medya Eğitimi
- DİKKAT! Konsantrasyonum Bozuk
- Doğru Meslek Seçimi Ve İş Hayatında Huzur İçin Kendinizi Tanıyın
- Doğru Nefes ve Beyin İlişkisi
- Dünya Nereye Gittiğini Bilene Daima Yer Açar
- Ebeveyn Koçluğu
- EFT İle Duygusal Özgürleşme Eğitimi
- Eğitimler
- En Büyük Sıçrama; Gerektiğinde Yardım Almak
- Ergenlik Çağındaki Gençlerin İhtiyacı
- Ergenlikte Çatışma ve Kontrol
- Erkekle Kadının Hayata Bakış Açıları ve İletişim Nasıl Olmalı?
- Etkili Karar Ver ve Güce Sahip Ol
- Evlilikte "İlişkiyi Yenileme"
- Gerçek Zenginlik Ve Bolluk Nasıl Elde Edilir?
- Girşimcilik
- Güzel Konuşma Ve Diksiyon Kursu
- Hakkımızda
- Hapı Yuttuk Mu?
- Hayalden Gerçeğe – Ne zaman Yaşama Koçu’na başvurmalısınız? -Plena Human Bütünsel İnsan Gelişim Akademisi
- Hicran İPEKBAĞLAR
- Hipnoterapi İle İyileşme – Değişme
- Hipnoz ve Farkındalık
- Hipnozla Sigarayı Bırakma
- Hipnozla Zayıflama
- Hizmetler
- İkinci Beyniniz Bedeninizin Neresinde?
- İletişim Bir Danstır
- İletişim Eğitimi
- İlişkiler
- İlişkiler Koçluğu
- İlişkileri Bir Şölene Dönüştürmek
- İlişklerde Nefes Almanın Önemi
- İnsan Kaynakları Uzmanlık Eğitimi
- İş Geliştirme – Girişimci Eğitimine Neden İhtiyaç Duyulur?
- İş Geliştirme Eğitimi
- İş Geliştirme Eğitimi
- İş Hayatında Egoya Dikkat !
- İş ve Özel Hayatınızda Güven Kazanmanın Yolları
- İşinizde Mutlu Musunuz?
- İşler Zorlaştığında Vazgeçme Günahının Affı Yoktur!
- Kariyer
- Kariyer Koçluğu
- Kendi Yaşamınızın Koçu Olun Eğitimi
- Kişisel Gelişim
- Koçluk Eğitimi Neden Almalıyım?
- Konsantrasyon Ve Dikkat Güçlendirme Semineri
- Kontrollü ve Bilinçli Nefesin Düşünceler Üzerindeki Etkisi Nedir?
- Konuşmanızla Hipnoz Edin – Topluluk Önünde Hipnoz Edici Bir Konuşma Nasıl Yapılır?
- Kurumsal Koçluk
- Lider Yöneticiler Eğitimi
- Liderlik
- Makaleler
- Master Certified Coach (Uzman Koçluk Eğitimi)
- Mucizeleri Yaratmak
- Mutlaka Okuyun
- Mutlu Evlilik ve Sevgi
- Nefes Eğitimi
- NEFES VE MEDİTASYON KOÇLUĞU
- NLP İle Zaman Yönetimi
- NLP İle Zaman Yönetimi Eğitimi
- NLP İleri Düzey Katılım Sertifikalı Eğitimi
- NLP Nedir?
- NLP Practitioner Sertifikasyon Eğitimi
- NLP Ve Hipnoz İle Kilo Kontrolü Eğitimi
- NLP Zihinsel Programlama İle Değişim Eğitimi
- o da ne?
- Öğrenci Koçluğu
- Okumayı Seviyorum Çünkü Anlayarak ve Hızlı Okuyorum
- Olumlu Tutum Eğitimi
- Ölümsüz Olan Tek Şey Umuttur
- Ölünmüyor Mutsuzluktan!
- Online Danışmanlık ve Koçluk
- Performans Koçluğu
- Problemin Çözümü
- Profesyonel Koçluk Eğitimi
- Proje Yönetimi Eğitimi
- Psikoterapi
- Sağlıklı Yaşam Koçluğu
- Satış Eğitimi
- Satış-Pazarlama
- Sensiz Bir Gelecek Düşünemiyorum!
- Sihirli İletişim – Çatışmaların Çözümü Semineri
- Sınav Koçluğu
- Söz Ola Kestire Başı
- Sporcu Koçluğu
- Sufi Nefesle Metamorfoz
- Tam Porsiyon Hayat İçin…! "Nefes" Lütfen!!
- Telefonda Etkili İletişim Eğitimi
- Terfi Mi Etmek İstiyorsunuz? İşte Yolu!
- Topluluk Önünde Konuşma Eğitimi
- Topluluk Önünde Konuşma Korkunuzu Önemseyerek Aşın
- Usta Bir Konuşmacı Olmanın Yolu; Medeni Cesaret ve Özgüven
- Yalın Yönetim Danışmanlığı
- Yaşam Koçluğu
- Yaşam Koçluğu Nedir?
- Yaşam Koçluğu Ve NLP
- Yaşam Koçu Olarak Doğulur Mu?
- Yaşamda Denge Kurabilmeyi Başarmak
- Yaşamın Anlamı Nedir?
- Yaşamınızı Nasıl Yaşayacağınızı Biliyor Musunuz?
- Yetişkin Çocuklarınızla Yetişkinliği Paylaşın
- Yıldızlar Ne Kadar Güzel!
- Yöneticilik
- Yurt Dışı Bireysel Danışmanlık ve Psikoterapi
- Zihninizin Bağlarını Çözün
- Zor Zamanlar Gerçek Liderler Yaratır