Browsing articles tagged with " nefes ve meditasyon koçluğu"

NEFES VE SAĞLIKLI YAŞAM

Oca 26, 2021   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments

NEFES VE SAĞLIKLI YAŞAM

“Hyat ilk nsef ile bşlar ve son nsfele btier”

Yukarıdaki cümlede eksik ve karışık harfler olmasına rağmen doğru okudunuz değil mi? Çünkü bunu, beynimizin otomatik tamamlama ilkesine bağlı olarak gerçekleştirdiniz. Beynimiz ve bedenimiz mükemmel çalışmak üzere tasarlandı. Hal böyle iken insanlar neden sürekli fiziksel, zihinsel ve ruhsal anlamda sorunlar yaşıyor?

Kendi değerimizi bilmek, sağlıklı olmak illa karmaşık ve zor mu olmalı?

HAYIR!

En basit bir hücremiz bile insanoğlunun şu ana kadar ürettiği en karmaşık makineden milyonlarca kez daha karmaşık. İşte bu karmaşık sistemde muhteşem bir düzen var. Eğer biz bozmazsak! Bu muhteşem sistem hayatta kalabilmek için basitçe su, hava ve besine ihtiyaç duyar. İnsan dışındaki tüm canlılar hava, su ve besini mükemmel oranda ve olması gerektiği gibi kullanırken sadece “insan” bunu başaramıyor. Günde “ne kadar su tüketiyorsunuz?” desem çoğumuz cevaplayamayız. Ya günde ne kadar nefes alıyorsunuz? Nefesinizin ritmi, hızı hakkında ne söyleyebilirsiniz desem?

İster dünyayı yönetecek zekâya, ister üstün yeteneklere sahip olalım bu basit sorulara cevap veremiyorsak küçücük bir kedi yavrusu, yaptığı mükemmel solunum sayesinde bir adım öne geçecektir. İşte insanları hayvanlardan ayıran ve üstün kılan ise beynini kullanma yeteneği. Kendine yapacağı en büyük iyilik ise önce nefes aldığını ve su tüketmesi gerektiğini hatırlamak sonra bir kedi kadar mükemmel hale getirmek için doğru nefes almayı öğrenmek, yeterli miktarda suyu bedenine almak olacaktır. Dengeli beslenip bir de de spor yapma alışkanlığı edinirse “YAŞAM” hiç de zor olmayacaktır.

Şimdi hepimiz kendimize soralım

-Kendimi ne kadar sağlıklı, zinde zihinsel ve ruhsal olarak huzurlu ve dengede hissediyorum?

-0 ila 10 arasında puanlayalım. (0-hiç; 10-mükemmel)

Eğer puanınız hoşunuza gitmediyse harekete geçmek için ne bekliyorsunuz?

Hicran İpekbağlar & Nefes Koçu

02242434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

İkinci Beyniniz Bedeninizin Neresinde? – Hicran İpekbağlar

Haz 30, 2014   //   by admin   //   İkinci Beyniniz Bedeninizin Neresinde?, Kişisel Gelişim, Makaleler  //  No Comments

Kafatasımız içindeki “beynin” bir ikizi olan, son yıllarda nörobilimcilerin araştırma konusu, sahip olduğumuz “ikinci beyin” düşünüyor, hatırlıyor ve karar veriyor.

Anne karnında yaşam enerjimizi almak üzere annemize bağlanıp, hayata tutunmamızı sağlayan göbek kordonumuz, dünyaya geldikten sonra da görünmeyen bir köprüyle sonsuza bağlanarak yaşam enerjimizi devam ettirmede önem kazanıyor.

Dünyadaki tüm insanlara hangi kültürden olursa olsun, korku, endişe, kaygı, huzur ve sevinç gibi duyguları nerede hissettiklerini sorsak, hemen hemen tümü “karın bölgelerini” işaret eder. Ezelden beri insanlar zor işlerin üstesinden gelirken “göbeğim çatladı”, sevinçli zamanlarında “göbek atmak istedikleri”, aşık olunca “karnımda kelebekler uçuşuyor”, acılı zamanlarında “karnımın içi yanıyor”, heyecanlanınca “karnım ağrıyor, midem bulanıyor” ifadelerini kullanarak bilinçsizce olsa da, bu bölgeden gelen mesajları hissedebildiklerini vurgulamışlardır. İnsanlık bunu hep sezmiştir. Artık bilim dünyası da bunu doğruluyor.

Evet, birçok bilim insanına göre “karın bölgesi” kafatasımızın içindeki merkezin devamı. Yani alt sindirim sistemini oluşturan organların hücre yapısı, etken maddeleri ve reseptörleri sayesinde kafadaki beynimizle aynı. Otuz adım uzunluğundaki bağırsaklarımız (ENS) enterik sinir sistemimizin hücreleriyle dolu. ENS yüz milyon nöronuyla “ikinci beyin” olarak adlandırılan komplex bir sistem. ENS sindirim işlemini yönetiyor. Beyin ve omuriliği ihtiva eden merkezi sinir sistemi  (CNS) ile yakın ilişkide ve etkisi altındadır. Yani beynimiz ve bağırsaklarımız konuşuyor. Sindirim sistemimiz hiç durmadan, uyurken dahi beyne hikâyeler anlatıp duruyor. Ona duygusal profil yaratıyor. Yaşamın her dakikasında beyne bir duygu yatağı hazırlıyor. Gece de bu rüyalarla devam ediyor. İnsanlar o gizli bilgi deposunu hiç bilmeden kullanıyor. O karından gelen şifreler ancak, yapay bir kuvvetlendirme ile bilinçaltına gizleniyor, zamanı gelince de ortaya çıkıyor. Mesela kronik stres ve gerginlik durumunda, insan çok hassas bir yapıda olup, çok kuvvetli duyulan bu duyguları bilincin algılaması sonucu, insan korku ve kaygısını ne kadar iyi hatırlıyorsa, gelecek seferde o kadar bilinçli karar alıyor. Kimin, kiminle konuştuğunu araştıran bilim insanları, ağız ve yemek borusu tamamen, mide ise zaman zaman kafa beyninden emir alırken, mide çıkışından itibaren bağırsaktaki ikinci beyin, bilgileri kendisi değerlendirir, işleme koyar, enfeksiyonlara karşı savunma ve kas çalışmasını koordine eder. Çok az bilgi beyin tarafından bağırsaklara gönderilir. Kısa zaman önce bilim insanları bağırsaktan beyne giden sinir hatlarının, beyinden karına gidenlerden çok daha fazla olduğunu, bağlantıların % 90’ının aşağıdan yukarı doğru gittiğini bulguladılar. Bağırsaktan gelen sinyaller her yerde mevcut fakat bilinçli olarak algılayamıyoruz. Ancak bulantı, kusma ve ağrı gibi alârm işaretleriyle farkına varabiliyoruz. Yani karın bölgesi özerk çalışıyor ve hastalanıp kendine özgü nevrozlar geliştirebiliyor. Karnımız da hissediyor, düşünüyor ve hatırlıyor. Sezgisel kararlarımızı buradan gelen “iç ses” dediğimiz mesajlarla alıyoruz.

Bu ikizler, anatomik anlamda da benzerlik gösteriyor. Bağırsakların kıvrımlı yapısı beyindeki kıvrımları çağrıştırmakta. İkisi de hassas bir idare merkezi. Psikolojik durumumuza etki eden seratonin, dopamin gibi aktif maddelerin de kaynağı.

Bu karanlık mağaradaki olup bitenleri araştıran bilim insanları ve çok eski zamanlardan beri zikir ve meditasyon yapan kişilerin hemfikir olduğu konu ise şu: Beyin haricinde en çok sinir hücresinin bulunduğu bağırsaklar, hem beden hem de ruhun hayatta kalmasını sağlıyor. Bağırsaktan gelen mesajlarla bilinçaltı boyutta gizlenen korku, endişe, kaygı, stres gibi duygu durumları karın bölgemizde birikir. Kafa beynimizin yönetiminde olan alışkanlıklarımızın değişmesi gereken durumlarda, bu bölge üzerinde çalışmalar yapılarak arınma meydana gelir. Karın bölgesinde enerji zayıflığı olan insanlar cansız, moralsiz depresif, kendini gerçekleştiremeyen, hayatın kendine verdiklerinden memnun olmayıp şikayet ve öfke duyan kişilerdir. Bu bölgede gerekli enerjiyi barındıran insanlar ise enerjik, cesur ve akışkandır.

O halde karın bölgemize enerjiyi nasıl taşıyacağız?

NEFES!!

Evet bir ucu Yüce Yaradan da, diğer ucu yaradılanda olan nefes ile. Diyaframı kullanarak bütünsel nefes almayı öğrenerek karın bölgesi farkındalığıyla tüm tıkalı enerji kanallarının açılması hedeflenir. Meditatif bir zihin durdurma işlemi gerçekleşir. İkinci beyinle; daima geçmiş ve gelecekle ilgilenerek, “şu anı” kaçıran, civa gibi hareketli zihnimizin sakinleşmesi, içsel sessizlik yaratabilmenin manasal gücü ile yüce yaradan ile “farkında” olarak bağlantılı bir hayat gerçekleştirebilir.

Sufiler, nefes ve zikir çalışmaları ile  bilinç-bilinçaltı ve diyaframı kullanarak (karındaki ikinci beyin ile ) sır dolu bir enerji akımıyla, bilinmeyen ruhsal alemlere kapı aralamış ve bu sırrı nesilden nesile aktararak devamını sağlamışlardır. Sadece sufiler, İnsan-ı Kâmiller değil, tüm ezoterik bilgiler, uzak doğu dinleri, mistik öğretiler de nefes mucizesi ile kendi özlerine tanıklık etme şansını yakalayabilmek için çalışmışlardır.

Nefes, bizi gitmek istediğimiz yöne götüren sihirli ve gizemli bir köprü. Kafa beynimiz ve karındaki ikinci beynimiz arasında uyumu sağlayan bu köprü anda kalmanın, geçmişin masallarından, geleceğin endişesinden kurtulmanın en etkin yollarından biri.

Manevi öğretiler ve bilimin yaptığı araştırmalar sonunda zengin bir kaynak olan nefes mucizesi tüm insanlarda mevcut, hali hazırda bulunuyor. Bu dünyada sahip olduğumuz tek varlık, Yüce Yaradan’ın “üfürdüğü ruh” olan nefes ile dünyaya geliş amacımızı gerçekleştirmek mümkün olabilmekte. Tek mesele bu kaynağı kullanmayı isteyip istememekte….

Kişi eğer istiyorsa Nefes ve Meditasyon Koçluğu bu farkındalığı kazanmak adına, nefes egzersizleri ve nefes terapisi olmak üzere iki bölümden oluşan programıyla “an”da kalmamızı sağlayan bir yoldur.

Hicran İpekbağlar – Nefes Terapisti

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Nefes Ve Meditasyon Koçluğu

Eki 28, 2013   //   by admin   //   Hizmetler, Makaleler, NEFES VE MEDİTASYON KOÇLUĞU  //  No Comments

Nefes, ölümle yaşam arasında ince bir çizgi ve en önemlisi hayat ile olan bağımız.

Tüm yaşamımız, ilk nefes ve son nefes arasında gerçekleşir. Bundan dolayı hiçbir şey nefes kadar önemli değildir. Yemek yemeden yaklaşık otuz gün, su içmeden üç gün yaşayabilir, ama nefes almadan üç dakikadan fazla yaşayamayız. Doğru nefes alamıyorsak ise yavaş yavaş farkında olmadan, ömrümüz kısalıyor demektir.

Çoğumuz derin, tamamlanmış diyafram nefesi almadığından zihin, beden ve ruh sağlığımız bozuk ve tehdit altındadır. Asırlardır doğuda şifa tekniği olarak kullanılan “NEFES”, son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar neticesinde, batı dünyasının da göz bebeği haline gelmiştir. Yapılan araştırmalar, toksinlerin vücuttan yetersiz şekilde atılmasına “hastalık” diyor. Toksinlerin ise % 70’i alınan bol oksijen ile atılıyor. Alınan sığ ve doğru olmayan sığ nefes ile toksinler dışarıya atılamıyor, hücrelerde birikerek hastalık yapıyor. Bilimsel verilere göre derin ve etkili nefes ile yüksek tansiyon, alerji, kalp hastalıkları iyileşebiliyor. Çağdaş tıp, bilinçli solunumun insanı daha sağlıklı, güçlü, canlı, genç ve dinç yaptığını onaylamıştır.

 Nefes alışımızın şeklini, derinliğini, ritmini ve hızını değiştirdiğimizde; kimyamızı, duygularımızı, tutumlarımızı ve hatta görünüşümüzü değiştirebiliyoruz. Yapılan araştırmalar insanların  % 80’ inin nefesini tuttuğunu ve kısıtladığını saptamıştır. Kısıtlama, hoşumuza gitmeyen bir duyguyu kabullenmek istemeyip, reddettiğimizde ortaya çıkıyor. Nefesimizi tutarak duygularımızı deaktive ediyor, böylece duygular baskılanıp bilinçaltında saklanıyor. Duygularımızı baskılamaya devam etmek, içimizde tutmak enerjimizi emiyor ve kronik gerginliğe sebep oluyor. Kısıtlı oksijen ile çalışmak zorunda kalan hücreler hastalanıyor, hızla yaşlanıyor ve ölüyor.

Tüm olumsuz duygu ve kısıtlayıcı inançlar, yaşam enerjimizin toplandığı karın bölgemizde birikerek tıkanıklık meydana getirir. Diyafram nefesi ile nefes, tüm vücudumuzda sağlıklı olarak devinmeye başlayarak tıkanıklık yaratan olumsuz enerjinin boşalmasını sağlar.

Seanslarımızda;

Nefesimizi tanıyacağız. Çünkü herkesin, parmak izi gibi farklı ve kendine özgü nefes alma stili vardır.

 Diyafram kullanımı ve egzersizleriyle doğru nefes almayı öğrenebileceğiz.

 Nefesimizi hangi duygular eşliğinde kısıtlamayı alışkanlık edindiğimizi tespit edip, nefesimizi ve tıkanmış olan enerji kanallarını açmaya yönelik teknikleri uygulayacağız.

Nefes açılmaya başlayıp tüm vücudumuzda doğru olarak devinim yapmaya başlayınca, nefes terapisi ve meditasyon teknikleri ile rahatlayabilecek, olumsuz enerjiyi atarak evrensel ve bütünsel enerji ile bağlantılı ve FARKINDALIKLI bir yaşama giriş yapabileceğiz.

 

Bu çalışmalar bize ne kazandıracak?

 Uygulamalar sonunda, nefesimizin tamamını kullanabileceğimiz için, Bedenimiz hızla toksin atmaya başlayacak, fiziksel dengemiz artacak, bağışıklık sistemimiz güçlenecek. Kanımızda oksijen seviyesi yükselecek, bu da hücrelerin yenilenmesini daha genç ve sağlıklı olmamızı sağlayacak.

 Hücresel hafızamızdaki geçmişe ait travmalar temizlenerek, rahat, huzurlu ve dingin hissetmeye başlayabileceğiz. Daha net düşünüp, konsantrasyonumuzun arttığını görebileceğiz.

 Nefes meditasyonları ile öfke, korku, tedirginlik, suçluluk, yetersizlik, üzüntü gibi bastırılmış gelişmemiş duygular kendiliğinden yok olmaya başlayıp, yerine neşe, huzur, sevgi, bolluk gibi pozitif ve gelişmiş, olgun, yüksek bilinç düzeyindeki duygular oturmaya başlayacaktır.

 Sürekli ve disiplinli yapılan nefes egzersizleri ile, bilincimizin üst seviyelerini yaşamaya başlayabilecek, yaratıcı enerji ile bütünleşme sayesinde özümüze, doğal halimize dönerek gelişim ve tekamül sürecini yaşayabileceğiz.

 

“NEFES” mucizesi zaten bizde mevcut. Sadece onu kullanmayı öğrenerek, bu mucizeye “tanık olmak”, daha çok nefes ile daha çok hayat almak istiyorsanız, Enerjik, cıvıl cıvıl, taptaze terapi ve meditasyon çalışmalarına HAZIR OLUN!

Nefes ve Yaşam Koçu-NLP uzmanı

Hicran İpekbağlar

(224)2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Ara

Kategoriler