Browsing articles tagged with " problem çözmek"

Sorunlara Çözüm Odaklı Bakmak- Özlem Aktaş

Günümüz dünyasında her şey çok hızlı, değişim ve dönüşümün hızı baş döndürüyor. Bu değişim hızını çoğu zaman danışanlarımızda terapilerde görmek istiyorlar. Bu bezen mümkün olmadığı gibi, bazen de kişinin yaşantısı ve durumuna göre çözüm odaklı kısa süreli terapi yaklaşımları ile dönüşümü daha hızlı sağlamak mümkün olabiliyor. Terapide geçmişteki problemlere odaklanmaktan çok, problemlerin çözülme olasılığı olan şimdi ve buraya odaklanmak ve gelecekteki mucizeleri fark etmek dönüşümü hızlandırabiliyor. Geçmişte problemin olmadığı istisnai anları yakalamak ise danışana son derece faydalı bir bakışı açısı sağlıyor. Bizler sorunlara çözüm arama bakış açısı ile baktığımızda, geçmişteki olayı unutmasak bile , geçmişe bakış açımızı dönüştürebiliyoruz. Hepimiz sorunlar yaşarız, ancak soruna tepkiyi herkes aynı şekilde vermek. Önemli olan probleme nasıl bakıp, nasıl çözümler ürettiğimizdir. Aslında yaşamlarımızın terapisti bizidir. Çünkü değişim ve dönüşüm için de çözümler içimizdedir, sadece oraya nasıl bakacağımızı bilmek gerekir. Sorunlara çözüm odaklı bakarken, gerçekliğimizi kendimizin oluşturduğunu ve bu duruma farklı bir çerçeve ile bakarsak çözümlerin de bulunabileceğini söyleyebiliriz. Bu hayata sürekli siyah çerçeveli bir gözlüğün arkasından bakan bir insanın , bazen olaylara farklı renk gözlüklerle bakabildiğinde çözümün nasıl gözünün önünde belirebileceğini gösterir. Bu durum ister bireysel problemlerimiz ister aile ve ilişki sorunlarımızda olsun, olaylara çözüm odaklı bir yaklaşımla bakabildiğimizde cevapların içimizde bir yerde var olduğunu görebiliyor olacağımızı söyleyebiliriz.

Özlem Aktaş

Aile Terapisti, Psikoterapist, Bireysel Danışman ve Koç

İstanbul ve Bursa ofislerimizde danışmanlık hizmetleri vermekteyiz.

02242434314

İstanbul ofis 05335179512

Problemin Çözümü

Ağu 6, 2013   //   by admin   //   Kişisel Gelişim, Makaleler, Problemin Çözümü  //  No Comments

“Karşılaştığımız problemler onu yarattığımız bilinç düzeyinde çözülemezler” dediğinde Einstein, neyi kastetmiş olduğunu derinlemesine düşündünüz mü hiç, yoksa bunu duyduğunuzda sadece hem fikir olduğunuzu mu düşündünüz.

Konu üzerinde derinlemesine düşünmek istiyorsanız, lütfen size bir çalışma önermeme izin verin. Elinize bir sayfa kağıt alın ve bunu yatay olarak 3 bölüme ayırın. İlk bölüme geçmiş, ikinciye şimdi ve üçüncüye de gelecek başlığı koyun. Ve şuanda içinde bulunduğunuz  bir problemi düşünün. Geçmişte bu konu hakkında neler düşündüğünüzü lütfen yazın. “Şimdi” bölümüne ise, konu hakkındaki şimdiki düşüncelerinizi yazın ve iki bölümü karşılaştırın. Neredeyse aynı olduğunu göreceksiniz. Bu alıştırmayı yapınca problemi neden çözemediğiniz açıkça ortaya çıkıyor değil mi? Einstein sonra eklemiş; “Delilik hep aynı şeyi yaparak farklı sonuçlar elde etmeyi ummaktır.” Eğer hala bu düşünce düzeyiyle problemi çözebileceğinizi düşünüyorsanız iyi şanslar…

Eğer bir şeylerin zor olduğunu düşünmeye başlarsanız onlar da zor olur. Bir şeyi neyin imkansız hale getirdiği üzerinde çalışmaya başlarsanız onu bulursunuz. Ve işte bu bilinç durumunda takılıp kalırsınız. Bu yüzden eğer kendinizi nasıl farklı hissedeceğinizi öğrenmeye başlarsanız geleceğinizi bir kerede ve tamamen değiştirirsiniz.

Şimdi, önünüzdeki sayfanın gelecek bölümüne ne yazacağınızı merak ediyor olabilirsiniz. Öyleyse hemen kalemi elinize alın ve geleceğinizi elinize alın. Olumlu düşüncelerle dolu ve sizi motive eden bir liste hazırlayın. Örneğin sorununuz maddi bir sıkıntıysa, paranın bolca ve kolayca size geleceğine, ihtiyacınız olan insanların kendiliğinden size geleceğine, ödemelerinizi zamanında yapabileceğinize inanmaya başlayabilirsiniz. Ayrıca sorunun çözümüne ilişkin aklınıza gelen tüm alternatifleri yazıp aynı zamanda çok kolay çözüleceğine inanmaya başlayabilirsiniz. Bütün bunları yazdıktan sonra, elinizden geleni yapmak için adımlarını atın. Eğer biraz daha dayanabilirseniz ilerde bir yerde ışıltılı bir şeyler belirir, karanlık bulutlar dağılır, eğer tutunmayı becerebilirseniz güneş yeniden doğacaktır. Tek yapmanız gereken sabretmektir.

Son söz olarak, 5 yaşındaki Zeynep’in öğretmeninin sorusuna verdiği cevapla yazımı noktalamak istiyorum. Öğretmeni sınıftaki öğrencilerine sorar, “Sınıftaki herkes aynı anda ağlamaya başlarsa ne olur?” Tüm çocuklar farklı farklı cevaplar verir, “sınıf yıkılırdı, ağlamaya başlardım, vb…” Zeynep şöyle der; “Problemi çözemezlerdi!”

Sevgilerimle,

İnci AKTAŞ – Profesyonel Yaşam Koçu

(224) 2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Ara

Kategoriler