Browsing articles tagged with " yaşam koçu"

Söyleyin Ustam, Yaşamın Anlamı Nedir? İnci Aktaş – Profesyonel Koç, NLP Uzmanı

Eki 10, 2013   //   by admin   //   Kişisel Gelişim, Makaleler, Yaşamın Anlamı Nedir?  //  No Comments

“Konuştuğumuz bu şeyi aramakla bulamayız, ama onu ancak arayan bulabilir.”

-Bir Sufi Deyişi

‘Neden intihar etmiyorsunuz?’  Logoterapinin kurucusu Psikiyatrist Viktor E. Frankl, hayatlarından sürekli yakınıp duran hastalarına bu soruyu sorar. Amacı, hastaların hayata tutunma nedenini öğrenmektir. Değerlerimiz ve amaçlarımız bizi hayata bağlar. Eğer yaşamınızın anlamını bulabilirseniz, ruhsal ve fiziksel tüm hastalıklarınızdan kurtulabilirsiniz.

Değerlerimiz söz konusu olunca Nietzche’nin sözleri ayrıca önem kazanır. “Yaşamak için bir nedeni olan kişi, hemen her nasıl’a dayanabilir.”

İnsanlar, hayatları boyunca yaşamın anlamını soracakları bir bilge kişi ararlar. Oysa farkında olmaları gereken şey; bu sorunun muhattabı sadece kendileridir. Yaşamın anlamı saatten saate bile farklılık gösterir. Yaşamın anlamını bulmak için soyut bir arayışa gerek yoktur. Çünkü herkesin yaşamında özel bir görevi, uğruna çaba harcayacağı bir misyonu ve sevebileceği kişiler vardır. Bu nedenle kendinizi sorgulayın. “Neye karşı, ne için, kime karşı sorumluyum?”

Bizler sorumluyuz ve yaşamın anlamını gerçekleştirmemiz gerekiyor. Yaşamın gerçek anlamını sadece içine dönüp aramak yerine gerçek dünyada keşfetmeliyiz. Kişi kendini ne kadar çokhizmet edeceği bir davaya ya da seveceği bir insana adarsa, o kadar çok kendini gerçekleştirir. Bununla birlikte kendini gerçekleştirme o kadar da basit bir iş değildir.

Önce kendinizi adayacağınız görevi bulun. Bu mesleğiniz de olabilir, toplumsal bir hizmet de. Yüzyıllar boyu, keşiş olarak, yogi olarak ya da aç susuz kalarak kendini gerçekleştirmiş olan insanoğlu, şimdi günümüz dünyasında çok zor şartlar altında hayatının anlamını bulmak zorundadır.  Bir sufi deyişi der ki; konuştuğumuz bu şeyi aramakla bulamayız, ama onu ancak arayan bulabilir. Hayatın anlamını bulmak için sevin. İçinizi sonsuz karşılıksız sevgiyle doldurun. Kendinizi sevmeye adayın. Ve son olarak; umutsuz bir durumla karşılaştığınızda, asla değiştiremeyeceğiniz bir kaderle yüz yüze geldiğinizde, ne olursa olsun yaşamda bir anlam bulacağınızı asla unutmayın. ‘Hayat böyleyse yaşamanın anlamı ne?’ demeyin, ‘ Böyle bir hayat yaşayacaksam ölmemin anlamı ne olacak?’ diye sorun.

Ölüm döşeğindeyken hayatınıza şöyle bir baktığınızda, anımsamak istedikleriniz mali başarılarınız olmayacak, işinizden ve insanlığa sağladığınız faydadan aldığınız hazzı, sevgileriniz ve kişisel bir trajediyi zafere nasıl dönüştürdüğünüzü hatırlayacaksınız..

Anlamlı bir hayat dileğiyle,

Sevgiyle Kalın

İnci Aktaş – Profesyonel Koç, NLP Uzmanı

(224) 2434314

Problemin Çözümü

Ağu 6, 2013   //   by admin   //   Kişisel Gelişim, Makaleler, Problemin Çözümü  //  No Comments

“Karşılaştığımız problemler onu yarattığımız bilinç düzeyinde çözülemezler” dediğinde Einstein, neyi kastetmiş olduğunu derinlemesine düşündünüz mü hiç, yoksa bunu duyduğunuzda sadece hem fikir olduğunuzu mu düşündünüz.

Konu üzerinde derinlemesine düşünmek istiyorsanız, lütfen size bir çalışma önermeme izin verin. Elinize bir sayfa kağıt alın ve bunu yatay olarak 3 bölüme ayırın. İlk bölüme geçmiş, ikinciye şimdi ve üçüncüye de gelecek başlığı koyun. Ve şuanda içinde bulunduğunuz  bir problemi düşünün. Geçmişte bu konu hakkında neler düşündüğünüzü lütfen yazın. “Şimdi” bölümüne ise, konu hakkındaki şimdiki düşüncelerinizi yazın ve iki bölümü karşılaştırın. Neredeyse aynı olduğunu göreceksiniz. Bu alıştırmayı yapınca problemi neden çözemediğiniz açıkça ortaya çıkıyor değil mi? Einstein sonra eklemiş; “Delilik hep aynı şeyi yaparak farklı sonuçlar elde etmeyi ummaktır.” Eğer hala bu düşünce düzeyiyle problemi çözebileceğinizi düşünüyorsanız iyi şanslar…

Eğer bir şeylerin zor olduğunu düşünmeye başlarsanız onlar da zor olur. Bir şeyi neyin imkansız hale getirdiği üzerinde çalışmaya başlarsanız onu bulursunuz. Ve işte bu bilinç durumunda takılıp kalırsınız. Bu yüzden eğer kendinizi nasıl farklı hissedeceğinizi öğrenmeye başlarsanız geleceğinizi bir kerede ve tamamen değiştirirsiniz.

Şimdi, önünüzdeki sayfanın gelecek bölümüne ne yazacağınızı merak ediyor olabilirsiniz. Öyleyse hemen kalemi elinize alın ve geleceğinizi elinize alın. Olumlu düşüncelerle dolu ve sizi motive eden bir liste hazırlayın. Örneğin sorununuz maddi bir sıkıntıysa, paranın bolca ve kolayca size geleceğine, ihtiyacınız olan insanların kendiliğinden size geleceğine, ödemelerinizi zamanında yapabileceğinize inanmaya başlayabilirsiniz. Ayrıca sorunun çözümüne ilişkin aklınıza gelen tüm alternatifleri yazıp aynı zamanda çok kolay çözüleceğine inanmaya başlayabilirsiniz. Bütün bunları yazdıktan sonra, elinizden geleni yapmak için adımlarını atın. Eğer biraz daha dayanabilirseniz ilerde bir yerde ışıltılı bir şeyler belirir, karanlık bulutlar dağılır, eğer tutunmayı becerebilirseniz güneş yeniden doğacaktır. Tek yapmanız gereken sabretmektir.

Son söz olarak, 5 yaşındaki Zeynep’in öğretmeninin sorusuna verdiği cevapla yazımı noktalamak istiyorum. Öğretmeni sınıftaki öğrencilerine sorar, “Sınıftaki herkes aynı anda ağlamaya başlarsa ne olur?” Tüm çocuklar farklı farklı cevaplar verir, “sınıf yıkılırdı, ağlamaya başlardım, vb…” Zeynep şöyle der; “Problemi çözemezlerdi!”

Sevgilerimle,

İnci AKTAŞ – Profesyonel Yaşam Koçu

(224) 2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Kararsızlık Yıkıcı Bir Alışkanlıktır – Özlem AKTAŞ Nlp Kocu, Eğitmen

Ağu 1, 2013   //   by admin   //   Makaleler  //  No Comments

Karar verememek, kararsızlık başarı önündeki en büyük engellerdendir. Kararsız olmayı daha çocuk yaşlardayken öğreniriz. Ne yapmak istediğimizi bilmeden, birkaç seçeneğin ne ifade ettiğini çok idrak edemeden ve idrak etsek bile hangisinin bizi amaçlarımıza taşıyacağını bilemeden yıllarımızı heba ederiz. Hatta ortaokul, lise, üniversiteden kesin bir kararlılık olmadan geçmek kalıcı bir alışkanlık halini alır. Kararsızlık alışkanlığı öğrenciyi seçtiği meslekte de izler, tabi ki meslek seçebilirse. Genellikle okuldan çıkan bir genç kolay bulunabilecek işi tercih eder. Bulduğu ilk işe girer çünkü kararsızdır ve ne istediğini bilmiyordur. Bugün iş hayatındaki bir çok insan ne istediğini bilmediği ve yeterince kararlı olamadığı için severek çalışacakları bir işte çalışmamakta ve mevcuttaki işleri onları tatmin etmese dahi kendilerini mecbur hissettikleri için çalışmaya devam etmektedirler. Kesin kararlılık cesaret ister ve hayat cesurları sever ve yaşam rahatlık alanımızın bittiği yerde başlar. Cesur ve kararlı bir adım, bizi hayallerimize götürecek fişekleyici güç olacaktır. Bir araştırma, uzaya gönderilen araçların ilk kalkış anında harcadığı yakıtın, dünya etrafında dolaşmak için harcadığı yakıttan fazla olduğunu göstermektedir. Aslında ilk adım, ilk enerji, güç çok önemlidir. Kararlı davranmak, ne istediğini bilmek ve adım atmak işin çok büyük bir kısmını başarmamızı sağlayacaktır. Başarıyı isteyen ve bu kararlılığı gösteren kişilerin başarıya, hedeflerine ulaşmaları kaçınılmazdır. Hayatta hep bir şeyler düşünür ve fikirler üretiriz ancak yeterince kararlı olup, eyleme geçmedikçe bir anlamı olmayacaktır. Mezarlıklar eyleme geçmemiş bir sürü yaratıcı fikirle doludur maalesef. Bu sebeple özellikle öğrencilerimizin hayatları ile ilgili kararları verirken ne istediklerini, neyi amaçladıklarını bilmeleri gerekir. Nasıl bir iş onları hayallerine taşıyacaktır? Bu soruyu düşünmek ve hayalini kurmak yapılacak ilk iştir. Çünkü önce hayal gelir. Sonra hayallerden amaçlar ve hedefler oluşturulur. Koclukta özelikle öğrenci koçluğunda  gençlerimizin arzularını destekleyecek işlere, hayata kavuşmaları için aksiyon adımlarının belirlenmesi ve bu adımların atılmasında destek olunmaktadır.  Sizler yasamınızın kocu olun. Karar vermenizi kolaylaştıracak etkenleri belirleyerek işe başlayın. Kendinize güçlü sorular sorun. Neyi başarmak istiyorsunuz? Kararlılıkla arkasında durmak istediğiniz, peşinden gitmek istediğiniz hayaliniz nedir ? İlk başarısızlıkta bizi eski alışkanlığımıza çeken davranışlarımızı değiştirme konusunda kararlı olmak en önemli aksiyondur. Tıpkı bir bebeğin yürümeyi öğrendiği gibi, düşsek de kalkabileceğimizi, hatta daha da güçlü olabileceğimizi hatırlayarak yeni davranışınızın peşinden kararlı bir şekilde gidin. Kararlılık güçlü bir eylemdir. Ve ancak rahatlık alanınızdan çıktığınızda, bir şeylere ulaşma imkanını yakalarsınız. Öyleyse içinizdeki gücü fark edin , ateşi tutuşturun,  en küçük eylem bile, hareketsizlikten iyidir. Küçük kararlar vererek işe başlayın. Atılan küçük küçük adımlar gün gelecek tsunami etkisi yaratacaktır. Gün gelecek sizi hayallerinizdeki yaşama ulaştıracak o güçlü kararı verecek cesareti göstermenizi sağlayacaktır. Geçmişte mutlaka kararlar verdiniz ve istediğinize ulaştınız, yine yapabilirsiniz. Kararsızlık hastalığından kurtulmak mümkün , işin sırrı hemen küçük de olsa adım atmak. Hemen şimdi küçük bir karar verin ve harekete geçin.

Sevgiyle kalın…

Özlem AKTAŞ – Nlp Koçu, Eğitmen

(224) 2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Başarı Hayal Kurmak ve Biraz Cesaret İster – Yaşam Koçu ve NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Tem 29, 2013   //   by admin   //   Başarı Hayal Kurmak ve Biraz Cesaret İster, Kişisel Gelişim, Makaleler  //  No Comments

Bu hayatta çoğumuzun başarısızlıklarının sonucunda , bu dünyadan yok olmak istediği olmuştur. İçimizdeki gücün farkında olmadığımız zamanlardır bu anlar. Kendimizi ve doğamızı sınırlı kabul ederiz ve en ufak başarısızlıkta dipte olduğumuzu sanarız. Biraz yukarılara çıkmak istediğimizde, çevremizdekiler tarafından yapamayacağımız, başaramayacağımız ve sınırlarımız hatırlatılır; haddimizi bilmemiz gerektiği söylenir. Hayal kurma gücümüz elimizden alınmak istenir. Biz de çok şey istediğimizi düşünür, hayallerimizden vazgeçeriz ve diğer insanlar gibi olmayı, risk almadan, adım atmadan yaşamayı kabul ederiz. Bizi öğrenmeye, gelişmeye iten içimizdeki sesi susturur , başarısızlığa uğramaktan korkmak zorunda da kalmayız. Oysaki içimizdeki korkularımızla yüzleşerek , başarmak, öğrenmek için kendini duyurmaya çalışan iç sesimizi dinleyerek, hayatta yaşamak için ne çok neden olduğunu görebiliriz. Diğer insanların her gün tekrarladıkları şeyleri biz de aynen tekrarlamak zorunda değiliz. Cehaletimizi kırabiliriz,  becerilerimizi yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi özgür olabiliriz. Yaşamayı , gerçekten yaşamayı öğrenebiliriz. Geleceğe umutla bakabiliriz. Bu yaşamın amacının, her günü birbirinin aynısı, tekrarlardan oluşan bir hayat olmadığının bilincine ve gücümüzün sınırsızlığına inananarak farkına varabiliriz. Sadece gözlerimizi aralayıp birazcık ileriye bakmamız yeterli. İçimizde bizi engellemeye çalışan korku, bezginlik, umutsuz gibi duyguların bizi gelişmekten alıkoyan düşünceler olduğunun ayırdına varabilmek gerekli. İyinin mükemmelin sınırları yoktur. Düşlerini ,  hayallerini gerçekleştirmek için, şimdiden oraya vardığını görebilmeli ve kabul etmelisin. Ne yaptığını, ne istediğini bilerek hayal kuran ve kendini orda gören kişi başarmış demektir. Hayal kurmak, istemek başarmanın yarısıdır çünkü. En yükseklere gidebilen kişi , en uzağı gören ve bunun hayalini daha önceden kuran kişidir. Uzağı, varacağın noktayı görebilmelisin, yaşamalısın o anı. Uzağı görebilmek, ancak düşüncelerinin zincirlerini kırdığın sürece gerçekleşir. İstediğimiz noktada kalmak ve istediğimiz yere gitmeyi istemekte özgürüz. Özgür olarak doğduk, özgürlük doğamızda var. Hedefe varmak için, özgürlüğünü sınırlayacak her şeyi bir kenara koyabilme cesaretini gösterebilmelisin, diğerlerinin ne söylediği, gelenekler ya da herhangi sınırlayıcı inançları. Bizi sınırlayan bu düşünceleri , inançları sabırla aşmaya çalışmalıyız. Görünenlerin hepsi sınırlıdır. Hayata gerçekten anlayarak bakarak ve her zorluğun,  her kişinin içindeki güzellikleri görmeye çalışarak gerçekten sevebilir ve hayallerimizin peşinden inançla giderek onlara ulaşabiliriz.

Başarı bazen sadece bir adım ötededir. Bunu unutmayalım. Başarı ve mutluluk sizinle olsun…

Sevgilerimle…

Yaşam Koçu ve NLP Uzmanı Özlem Aktaş

(224) 2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Gerçek Zenginlik ve Bolluk Nasıl Elde Edilir? Yaşam Koçu, NLP Uzmanı Özlem Aktaş

Tem 29, 2013   //   by admin   //   Gerçek Zenginlik Ve Bolluk Nasıl Elde Edilir?, Kişisel Gelişim, Makaleler  //  No Comments

Ne kadar zengin olduğunu düşünüyorsunuz? Burada tam olarak zenginlik olarak kastettiğim şey, her konudaki tatmin düzeyiniz. Zihninizde kendinizle ilgili yarattığınız imaj nedir?  Bir şeyleri hak ettiğinize ve sahip olabileceğinize inanıyor musunuz? Zihninizde çizdiğiniz senaryo başarısız olduğunuz, zaten birşeyleri hak etmediğiniz ise hayatınıza girecek olan da başarısızlık ve parasızlık olacaktır. Zengin ve bolluk dolu bir hayata sahip olabilmek  için önce zihinsel odağınızı değiştirmek zorundasınız. Eğer zenginliğin ve paranın ancak kötü yolla gelebileceğine inanıyorsanız,  bolluğun sizin için artık çok geç olduğunu düşünüyorsanız, içinizdeki şartlarda bunun pek de olası olduğuna inanmıyorsanız aynen düşündüğünüz gibi olacaktır.  Zenginlik ve bolluk dolu bir hayata sahip olabilirim ya da olamam demeniz halinde ikisinde de haklısınızdır çünkü biz ne düşünürsek o oluruz.

Darel Rutherford ‘Alaaddin’in lambasındaki cininiz bolluk bilincinizdir’ der. Çok doğru, siz bolluk içinde olmayı hakkınız olduğuna inandığınız her an her konudaki bolluk size akmaya başlayacaktır. İster para, kariyer, iş, ister aşk olsun farketmez.  Zenginliği ve mutluluğu istiyorsanız bunun önce zihninizde yaratılması ve var olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Yoksulluk durumumuzun oluşma nedeni ise, bizim para ile ilgili olan ilişkimiz değildir, bizim kim olduğumuzu seçmemizle ilgilidir.  Gerçek zenginlik, bolluk ve mutluluk için önce sahip olmak istediğimiz şeylere zihnimizde sahip olduğumuzu görmek gerekir.  Yani zihinsel imaj yaratmak,  olmasını istediğimiz durumları ilk önce zihnimizde canlandırmak gerekir.  Bu durumlarla ilgili düşüncelerimizi değiştirip,  zihnimizde yeni bir seçenek yeni bir biz yaratmamız gerekmektedir. Hayalini  kurup zihnimizde bir hedef ve vizyon yaratttığımız şeylere sahip olabiliriz. Hiçbir şey yoktur ki önceden hayali kurulmamış olsun. Doyumlu, keyifli ve daima zenginlik dolu bir hayat istiyorsak bunun hepimiz için gerçekleştirilebilir bir durum olduğunu kabul edip önce zihnimizde zengin olmayı seçmeliyiz. Zihninizde canlandırdığımız her şey yavaş yavaş hayatınızda çeşitli yollarla oluşmaya başlayacaktır.  Kısacası ne olmayı istiyorsan önce  zihninde o kişi olmayı seç.  Bu bilinçaltının çalışma kuralı ve evrensel yasadır. Önce olmak istediğiniz şeyi zihninizde hergün olduğunuzu görün. Bir gün  göreceksiniz ki gerçekten o kişi olmaya başlamışsınız.

Sevgiyle kalın…

Yaşam Koçu ve NLP Uzmanı Özlem AKTAŞ

(224) 2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Niçin Bir Yaşam Koçum Olmalı?

Ara 7, 2012   //   by ozlemaktas   //   Kişisel Gelişim, Makaleler  //  No Comments

NİÇİN BİR YAŞAM KOÇUM OLMALI? – Özlem AKTAŞ-Yaşam Koçu ve Nlp Uzmanı

Son zamanların mesleği, son zamanların yeni trendi koçluk. Koçluk almak kişiye ne sağlar? Kişiler niçin bir koçları olsun ister?

Herkesin içinde ortaya çıkarılmayı bekleyen muazzam güçler ve yetenekler vardır. Kişiler sadece bunların çoğunlukla farkında değildirler. Neler yapabileceklerinin, imkansız olarak gördüğü şeylerin aslında yeterince ister ve harekete geçerlerse elde edebileceklerinin farkında değillerdir. Farkında olsalar bile nasıl yeteneklerini geliştireceklerini, o istedikleri adımları nasıl atacaklarını bilmezler. Yapmak istediklerini bilseler bile  bazen kendilerinde harekete geçecek güç ve enerjiyi, kararlılığı bulamazlar. Bazen sadece bir itici güce ihtiyaç vardır yada farklı bir bakış açısına. İşte bu farklı göz, koçlardır. Kişiye kendi o muazzam günün farkına varmasını amaç edinen kişilerdir onlar.  Kişilerin değerlerine, ihtiyaçlarına ve güçlü olduğu alanlarına odaklanmalarını ve hedeflerine ulaşmalarını sağlama da destek olurlar. Yol arkadaşıdır onlar. Bir öğrenci olabilirsiniz, yada kariyerinin zirvesinde bir yönetici yada bir ev hanımı fark etmez. İçinizdeki o her şeyi başarabilecek güce ulaşmak istiyor ve sadece bir yol arkadaşı arıyorsanız işte bu noktada en iyi yol arkadaşları yaşam koçlarıdır. Onlar sizi gerçek bir empati ile dinleyeceklerdir, anlatmak istenilenin altındaki nedenleri yargısız dinleyerek, akıl vermeden size güçlü sorular sorarak kendi çözümünüzü bulmanızda yardımcı olacaktır. Sorunun ne olduğu önemli değildir, onlar sadece çözüme odaklıdır ve sizinde çözüm yollarınızı bulmanız konusunda sizi destekleyecektir. İçinizdeki durum her ne olursa olsun her zaman çözüm vardır. Bazen yolları ve çözümleri görmekte zorlanırsınız işte bu noktada yaşam koçu sizi o çözüme götürürken size yol arkadaşlığı yapacaktır. Sizi gönülden değişim konusunda destekleyecek , her geçen gün farkındalık yolculuğunuzda adım adım ilerlerken hayattan da daha çok keyif almanızı ve dengeyi, doyumu, mutluluğu yakalamanızda yardımcı  olacaktır. Yapamam, başaramam, imkansız dediğiniz her noktada sizi yüreklendirecek, motive edecek , harekete geçirecek ve sizinle beraber bu yolda sonuna kadar yürüyecektir. İnsan isterse her şeyi kendi başına  başarabilir. Sadece ben değişim yolcuğunda ilerlerken gerçek bir dosta, yol arkadaşına ve başka bir bakış açısına ihtiyacım var diyorsanız yaşam koçunuzun olma zamanı gelmiştir. Hayat bir değişim, gelişim ve öğrenme sürecidir. Yaşam koçları da sizi değişim dönemlerinizde yanınızda olarak, farkındalık kazanmanıza katkıda bulunarak ve sizi daima yolunuzda tutarak ve her zaman motive ederek destekleyecek kişilerdir.

Sevgiyle kalın ..

Özlem AKTAŞ – Yaşam Koçu ve Nlp Uzmanı

(0224) 2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Nedir Bu Yaşam Koçu Dedikleri…

Eki 24, 2012   //   by inciaktas   //   Kişisel Gelişim  //  No Comments

Yaşam Koçu Nedir?

İnci Aktaş Yaşam Koçu NLP Uzmanı

Modern Hipnozun babası M.Ericson çok küçük bir çocukken, kaybolmuş bir at bulur. Atı alır ve yola çıkarır.  At önden Ericson arkadan yürür. Sonra at acıkır, çayıra iner bir süre gelmeyince Ericson onu tekrar yola koyar. At önden Ericson arkadan yürür. At susar, su içer ama geri gelmez. Ericson atı yola koyar, at önden Ericson arkadan devam ederler. At bir evin önünde durur. Ericson kapıyı çalar. Kapıyı açan çiftçi şaşkınlıkla Ericson’a bakar. ‘Aman Tanrım. İki gün önce kaybolmuştu. Onu buraya nasıl getirdin?’ Ericson gülümser. ‘Onu buraya ben getirmedim. Ben onu sadece yolda tuttum.’

Ericson’un bu hikayesi yaşam koçluğunu çok iyi açıklar. Oysa hala bazı kişiler tarafından, yaşam koçları hiçbir lisans eğitimi olmadan kişilere hayat dersi ya da akıl veren kişiler olarak tanımlanıyor.

Oysa, Yaşam Koçları herkesten daha iyi bilmezler hatta kimseden daha iyi bilmezler. Onlar danışman ya da terapist değildir sadece hedefe giden yolda yol arkadaşlığı yaparlar. Hiçbir hastalığı iyileştirme iddiaları yoktur. Tek hedefleri faydalı olmaktır. Onlar madencidirler, insanların içinde zaten varolan elması ortaya çıkarmalarına yardım ederler.

Çoğu zengin ailelerde doğmamıştır. Evlerinde 140 ekran LCD tv, kapıda jeep varken bir köşkte doğmamışlardır. Doğanları da vardır elbet. Bu da onların yaşam dengesi konusunda koçluk yapamayacağını göstermez. Kimseye hayat dersi vermezler. Hiç acı çekmeden bugünlerine gelmemişlerdir.

Onlar da geçmişte eşlerinde ya da sevgililerinden ayrılmışlardır. Aldatılmışlardır. Çalıştıkları işlerden ayrılmışlardır… Hasta olmuşlardır. Parasızlık çekmişler, uykusuz geceler geçirmişlerdir. Para kazanmanın ne demek olduğunu da bilirler, acı çekmenin de ağlamanın da… Önemli olan bu gidişatı nasıl tersine çevirdikleri, nasıl hayatlarının her alanında dengeyi yakalamak için pozitif olarak odaklandıklarıdır. Başlarına ne gelirse gelsin olumlu tutumu nasıl koruduklarıdır.

Onlar toz pembe hayatlarda doğmaz, insanlara da hayatı toz pembe göstermezler. Herkesin içinde kendilerini gerçekleştirecek bir güç olduğuna inanır ve bu gücü ortaya çıkarabilmelerine destek olmaya çalışırlar.

Kendi kendine koçluk yapamayan, hayatının her alanında dengeyi yakalayamamış, bu işi sadece ticari amaçla yapmaya çalışan, kötüye kullananlar olmayacak mı? Her meslekte, en kutsal mesleklerde örneğin doktorlukta da olduğu gibi yaşam koçluğunda da olacak.  Bu konudaki tavsiyem, anlattıklarını kendi hayatında uygulayan kişilerden destek alınması yönündedir.

Ve asla unutulmamalıdır ki koçluğun değeri açıkça kişinin değişmeye dair yeteneğine bağlıdır.

Çimenlerin her yönünün, yeşilin farklı bir tonunda olduğunu biliyor musunuz?

Bu soru size çok mu saçma geldi? Bugün bir bakın. Çimenlerin kaç farklı renk tonunda olduğuna değil, bunun üzerinde daha önce düşünüp düşünmediğinize…

Yaşam koçluğu sahip olduğunuz ama farkında olmadığınız, yeteneklerinize ve hayata karşı farkındalığınızı  arttırmak için vardır.

Hepimiz doğduğumuz andan itibaren ölmeye başlarız. Bazıları bunu diğerlerinden daha hızlı yapar. Yapabileceğimiz tek şey hayatın tadını çıkarmaktır.

M.Ericson

Sevgilerimle

İnci AKTAŞ-Yaşam Koçu NLP Uzmanı

(0224) 2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Hatalarımı Seviyorum-Yaşam ve İlişki Koçu Özlem Aktaş

Eyl 27, 2012   //   by ozlemaktas   //   İlişkiler, Kişisel Gelişim, Makaleler  //  No Comments

Hata yapmaktan korkmayın , aslında hayatı yaşamaktan korkmayın. Hata yapma endişelerimiz  yüzünden çoğunlukla yaşamı kaçırdığımızın farkında mısınız? Yargılanma, eleştirilme ve başarısız, mutsuz olma korkularımız yüzünden hata yapmamaya ve her zaman mükemmel olmaya çalışıyoruz. Bu da bizim hayatı ıskalamamıza ve doyumsuz, birbirinin tekrarı ve sıradan bir yaşam yaşamamıza sebep oluyor. Gerçekten yaşıyorum bu hayatta diyebiliyor musunuz? Hata yapabilme ve pes etmemek cesaret ister. Yoksa yaşamdan, hata yapmaktan korktuğunuz için adım atmayıp birbirinin tekrarı ilişkiler, başarılar ya da başarısızlıklar kısacası birbirinin tekrarı bir yaşamı mı sürdürüyorsunuz? Yaşamınız  içinde ne kadar hata yaptınız? Yaptığınız hatalar sizin ne kadar cesur,  ısrar eden, pes etmeyen bir insan olduğunuzu gösterir. Yoksa mükemmel olma kaygısı yüzünden adım atmaktan çekinenlerden misiniz? Sonra da ben bunu niye yapmadım, keşke yapsaydım deyip pişmanlıklar yaşadığınız oldu mu? Hepimiz hayatta bir takım fırsatlarla karşılaşırız ancak genellikle korkularımız, ön yargılarımız , fazla mükemmelliyetçiliğimiz, bizi sınırlayan inançlarımız neticesinde çoğu zaman  adım atmaktan çekiniriz. Oysa ki hayat cesur olduğumuz ölçüde bize karşılık verecektir. İsteklerimizi yerimizde oturarak önümüze gelmesini bekleyerek elde edemeyiz.  Hata yapma  korkusuyla yaşamı kaçıranlardansanız, lütfen hata yapın. Hata yapmak öğretir, aslında neyi istemediğinizi ve hangi yoldan gitmemeniz gerektiğini gösterir. Hayat cesur bir tecrübedir ve yaşam cesurları sever.  Öğrenerek gelişiriz bunun yolu da adım atmak ve gerekiyorsa hata yapmaktan geçer. Her konuda hata yapabilme lüksünü, esnekliğini kendinize tanıyın. Hatalarınıza birer hediye, birer öğrenme fırsatı olarak bakın.  İlişkilerimizde de hata diye gördüğümüz durumlar vardır, kendinizi yargılayıp suçlamak yerine bırakın geçmişi geriye ve kendinize ben bu deneyimden ne öğrendim diye sorun. Öğrendikleriniz sizin kazançlarınızdır, bir sonraki ilişkinizde daha doğru adımlar atabilmenizi sağlayacaktır. Hatalar, olgunlaştırır hataya bir ders olarak bakabiliyorsanız eğer. Olgunluk ve gelişmişlik hatadan ders çıkarıp, bunu fırsata çevirmekle kazanılır. Siz siz olun hata yapın, adım atın, deneyin tekrar tekrar… Bırakın insanlar sonra ne der diye düşünmeyi, ya eskisi gibi olmazsa hiçbir şey demeyi, ya başarısız olursam ya mutsuz olursam diye sormayı. Ne olur ? En kötü ne olur? En kötüsü cesurca adım atmış ve sonucu istediğiniz gibi olmadıysa bile bir şey öğrenmiş olursunuz . Bol bol hata yapın ve öğrenin. Yaşam,  adım attığımız cesurca davranışlarımıza karşılık verecektir, korkaklığımıza değil. Hatalarımı seviyorum , çünkü onlar benim öğretmenlerim diyebilin ve yaşamın her anını cesurca ve keyifle yaşayın.

Daima sevgiyle kalın..

Yaşam ve İlişki Koçu

Özlem Aktaş

(0224) 2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Problemi Çözemezlerdi…

Eyl 20, 2012   //   by inciaktas   //   Kişisel Gelişim  //  No Comments

Zeynep şuanda 6 yaşında. Ama öğretmeni tüm sınıfa; ‘Bütün çocuklar aynı anda ağlasaydı ne olurdu?’ diye sorduğunda ve kendisi de ‘Problemi çözemezlerdi.’ diye yanıtladığında sadece dört yaşındaydı. Ağlamanın problemi çözmeyeceğini, hatta daha da kötüleştireceğini idrak edebilmişti.

Başımıza herhangi bir kötü olay geldiğinde hemen yakınmaya başlarız. Neden ben? Bunu hak edecek ne yaptım? Hiçbir şey yolunda gitmeyecek mi? Ağlasak en azından duygularımızı boşaltmış oluruz ama çoğumuza bunun da utanç verilecek bir durum olduğu öğretilir. Ağlayamayız bile. Sürekli neden diye sorarak problemler labirentinde kayboluruz. Oysa soruna odaklanmak sorunu daha karmaşık hale getirir.

Probleme odaklanmak sürekli düşük enerji içerisinde olmamıza sebep olur.

Dr.Hawkins’in, ‘ The Eye of The I’ kitabında yer verdiği araştırmasında çarpıcı sonuçlar elde etmiştir. Dr. Hawkins’e göre yüksek enerjili insanlar düşük enerjili insanların olumsuz etkisini dengeler. Anacak insanlığın %87’lik kısmı düşük enerjiye sahiptir. Bu durumda birebir dengeleme gerçekleşmez. Aşağıda Dr. Hawkins’in çalışmalarından bazı bulgular okuyacaksınız.

Hayata iyimser bakan iyimser enerji yayan, başkalarını yargılamaktan uzak duran bir insan, kendilerini zayıflatan düşük seviyede enerjiye sahip 90 bin insanın olumsuzluğunu tek başına dengelemektedir.

Sevgi dolu yaşamı olan ve saf sevgi enerjisi yayan, hayata saygı gösteren bir insan, kendilerini zayıflatan düşük seviyede enerjiye sahip 750 bin insanın olumsuzluğunu tek başına dengelemektedir.

Aydınlık mutluluk ve sonsuz huzur içinde yaşayan ve bu tarz enerji yayan bir insan kendilerini zayıflatan düşük seviyede enerjiye sahip 10 milyon insanın olumsuzluğunu tek başına dengelemektedir.

Faziletli beden ötesi saf ruha sahip, ikilik prensibine değil de bir olmaya inanan ve bu tarz enerji yayan bir insan, kendilerini zayıflatan düşük enerjiye sahip 70 milyon insanın olumsuzluğunu tek başına dengelemektedir.

Sonuç olarak: Yüksek enerji alanlarının dengeleyici etkisi söz konusu olmasaydı tüm insan nüfusunun olumsuzluğu insanlığın kendi kendini yok etmesine neden olurdu.[1] (DR Wayne W.Dyer-Niyet Etmenin Gücü)

Yani bu sonuçlara göre tüm dünya aynı anda problemlere odaklanırsa bu dünyanın sonu olurdu. Bunun yerine bir daha ki sefer bir sorunla karşılaştığınızda başınıza gelen en kötü felaketmiş gibi hayata küsmek yerine, başınıza gelen en kötü şeyin gelebilecek en kötü şey olmadığını kabul edin. Ve ‘felaket haline dönüşmeyecek mutluluk ve mutluluk haline dönüşmeyecek felaket yoktur’ fikrini benimseyin. Kendi kendinize aşağıdaki problem çözen soruları sorabilirsiniz:

1-Neden yerine nasıl diye sorun?

2-Suçlama yapmak yerine nereye gitmekte olduğunuzu sorun? Şimdi neredesiniz, nereye gitmek istiyorsunuz? Önemli olanlar bunlardır. Ve sonra nasıl sorusunu sorabilirsiniz. Bulunduğum yerden varmak istediğim noktaya nasıl gelirim?

3-Gereklilik yerine olasılık ortaya çıkarın. Eğer bir şeyi yapmak için yalnızca bir yolunuz varsa yalnızca bir yolunuz var demektir. Bu genelde başka bir anlama gelmez. Ve o yolu kullanmak zorundasınızdır. Gereklilikler ise tepki yaratır. Bu nedenle olasılıklarınız değerlendirin. Ne yapmak gerek yerine mümkün olanlar sonsuz olasılıklarım ne diye sorun.

4-Neden başarısız olduğunuzu sorgulamayın, ne öğrendiğinizi sorgulayın. Bütün sonuçlar gelişiminiz için faydalıdır. Hiçbir şey öğrenmezseniz nasıl başaramayacağınızı öğrenirsiniz.

5-Varsayımlarda bulunmak yerine merak geliştirin. Varsayımda bulunuyorsanız soru sormazsınız çünkü yanıtı zaten biliyorsunuzdur. Oysa en yararlı alternatifler, sonsuz olasılıklar için merak geliştirildiğinde ortaya çıkar.

Sorunlar her zaman var olacaktır. Bilgelik, bu sorunlarla ne yapacağınızı bilmektedir.

İnci AKTAŞ-Yaşam Koçu

Sonsuz sevgilerimle,

İnci AKTAŞ-Yaşam Koçu NLP Uzmanı

(0224) 2434314


Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Topluluk Önünde Konuşma Eğitimi

Tem 4, 2012   //   by admin   //   Eğitimler, Topluluk Önünde Konuşma Eğitimi  //  70 Comments

Eğitmenlerimizin beklenen kitabı, “Konuşmanızla Hipnoz Edin” çıktı. İçeriğini aşağıdaki linki tıklayarak inceleyebilirsiniz.

Konuşmanızla Hipnoz Edin – Topluluk Önünde Hipnoz Edici Bir Konuşma Nasıl Yapılır?

İnsanların en büyük korkularının ilki ölüm, ikincisi ise topluluk önünde konuşmaktır. İnsanların çoğu bir dinleyici grubu önündeyken otururken düşündükleri kadar iyi düşünemeyeceklerine inanırlar. Oysa bunu kanıtlayan hiçbir şey yoktur.

Birçok insan konusunda çok uzmandır. Anlatacak o kadar çok şeyleri vardır ki. Uzmanlığı konusunda bir şey anlatması istendiğinde yanındaki kişiye saatlerce anlatarak onunda ufkunu genişletebilirler. Ancak topluluk önünde konuşmak onları çok korkutur.

Çok zeki, bilgili ve konuşkan insanların birkaç kişi arasında fikirlerini rahatlıkla paylaşırken, bir düzine insanın karşısına çıktıklarında dehşete düştükleri doğrudur. Şimdi bu durumun kesinlikle düzeltilebileceğini fark edin. Topluluk önünde konuşma becerisi eğitim ve pratikle kazanılabilir.

Bu eğitimde bir konuşma hazırlayıp sunmanın temel ögelerini bulacaksınız.  NLP Eğitmenleri tarafından verilen eğitimde, sadece dinleyici değil aktif katılımcı olacaksınız.

Kimler Faydalanabilir?

Etkili konuşmak, kendini doğru ifade edebilmek, gruplar karşısında ve grup içerisinde diğerleriyle doğru iletişim kurabilmek, öz güven kazanmak, kaygı ve heyecanını yenmek isteyen herkes.

Neler Kazanacaksınız?

-Bilgiyi nasıl doğru bir şekilde sunacaksınız?

-Konuşmanın ilk dakikalarında dinleyicinin dikkatini nasıl toplayacaksınız?

-Konuşmanızı dikkat çekici hale getirmek için nasıl hikayeler, istatistikler ve örnekler kullanabilirsiniz?

-Dinleyicileri, mesajınızı kabul ettirmek için nasıl ikna edeceksiniz?

-Vücut dilinizi nasıl kullanacaksınız?

-Sonuç ve özet çerçevesini nasıl belirleyeceksiniz?

-Mizah unsurlarını nasıl katacaksanız?

-Bilinçaltınızı yardımınıza çağırarak konuşacaklarınızı nasıl ezberlemeden sunacaksınız?

-Ünlü hatipleri modellemeyi öğreneceksiniz.

-Özgüven kazanacaksınız.

-Hafızanızı etkin kullanmayı öğreneceksiniz.

-Duygularınızı ve ruh hallerinizi  yönetmeyi öğreneceksiniz.

-Nefesinizi doğru kullanmayı ve yönetmeyi öğreneceksiniz.

-Heyecanınızı kontrol etmeyi ve etkin sonuçlar alacak şekilde yönetmeyi öğreneceksiniz.

-Diksiyonunuzu alıştırmalarla geliştireceksiniz.

-NLP uygulamalarıyla korkularınızı yeneceksiniz.

-Billinçaltı ve zihninizi etkin kullanma becerinizi geliştireceksiniz.

-Sunum tekniklerini uygulamalı olarak öğreneceksiniz.

– Hipnotik dil kalıplarını öğrenerek karşınızdakini kolayca ikna edebilme becerisi geliştireceksiniz.

– Kendinizi transa alıp istediğiniz sonuçları sağlayacak telkinleri bilinçaltınıza verebileceksiniz.

– Liderlik becerinizi geliştireceksiniz.

-Dinleyici kitlesinde yer alan ayrı ayrı görsel, dokunsal veya işitsel temsil sistemlerine sahip her bir kişiyi etkileyebilecek bir sunum hazırlamayı öğreneceksiniz.

Eğitimin Süresi: 8 Hafta Toplam 20 saat sürmektedir.

Eğitmenler: İnci Aktaş-Özlem Aktaş

(0224) 2434314

Online Eğitimlere kayıt için; www.plenahuman.com internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Tüm online eğitimlerimize sitemizden ulaşabilirsiniz.

Sayfalar:«1234567»

Ara

Kategoriler